Kerem Soğancı’dan Otobüs Sektörüne Değerli Mesajlar

HALKIN GÜVENİNİ ZEDELEMEYECEK ÖNLEMLER ACİLEN ALINMALI
Otobüs sektörü, toplu taşımacılığın en önemli yapı taşlarından biri olarak milyonlarca insanın güvenli ve konforlu bir şekilde seyahat etmelerini sağlamaktadır ancak sektörde zaman zaman yaşanan kazalar ve bazı güvenlik açıkları, halkın bu ulaşım moduna duyduğu güveni olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu güveni yeniden inşa etmek ve pekiştirmek için sektörde faaliyet gösteren firmaların ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabalarıyla atılacak adımlar büyük bir önem taşımaktadır.

Sefer güvenliğinin sağlanması, otobüs taşımacılığı sektörünün en öncelikli meselesi olmalıdır. Düzenli ve standartlara uygun yapılan araç bakımları bu güvenin tesisinde kritik bir rol oynamaktadır. Bakım süreçlerinin sıkı denetimlere tabi tutulması yalnızca araçların teknik olarak sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla kalmaz aynı zamanda yolcuların güvenliğine de önemli ölçüde katkıda bulunur.

Kaptanların profesyonel eğitimi, sektöre duyulan güvenin artmasında bir diğer hayati unsurdur. Sadece araç kullanma becerilerinin değil aynı zamanda kriz yönetimi, stres kontrolü ve müşteri iletişimi gibi alanlarda da eğitimli kaptanlar olası riskleri önlemede ve yolculuk sırasında yaşanabilecek aksaklıkları etkili bir biçimde yönetmede önemli bir fark yaratmaktadır. Bu eğitimlerin sektörde standart hale getirilmesi uzun vadede tüm paydaşlara fayda sağlayacak, güvenli ve verimli bir taşımacılık deneyiminin temellerini atacaktır.

Bu noktada tüm sektör paydaşlarının dikkat etmesi gereken en önemli konu bir misafire yaşatılacak olumsuz bir deneyimin yalnızca ilgili firmayı değil, aynı zamanda tüm sektörü olumsuz yönde etkileyeceğidir. Rekabetin yoğun olduğu bu alanda sektörel açıkların ortaklaşa kapatılması ve bir sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Sektörün geleceği bireysel rekabetin ötesine geçerek daha kapsamlı ve iş birliği içinde bir yaklaşım benimsememizi gerektirmektedir. Ancak bu şekilde, otobüs taşımacılığının güvenini ve itibarını hak ettiği yüksek seviyelere taşıyabiliriz.

OTOBÜSLER, UÇAKLARA KIYASLA DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SEÇENEK
Otobüs taşımacılığı çevre dostu bir ulaşım yöntemi olarak Avrupa’da yeniden popülerleşirken düşük karbon emisyonlarıyla dikkatleri üzerine çekmektedir. Uluslararası veriler, otobüslerin çevresel etkiler açısından uçaklara kıyasla çok daha sürdürülebilir bir alternatif sunduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin bir yolcunun 1 kilometre boyunca bıraktığı karbon emisyonu miktarı uçak için kişi başına yaklaşık 285 gram CO₂ iken otobüs için yalnızca 28 gram CO₂ olarak ölçülmektedir. Bu durum, otobüs taşımacılığının uçaklara göre yaklaşık 10 kat daha çevreci olduğunu gözler önüne sermektedir.

Özellikle uzun mesafeli yolculuklarda bu fark daha belirgin bir hale gelmektedir. İstanbul-Ankara arasındaki yaklaşık 450 kilometrelik bir yolculukta uçakla seyahat eden bir yolcu 128 kilogram CO₂ salarken otobüsle seyahat eden bir yolcu yalnızca 12,6 kilogram CO₂ bırakmaktadır. Bu büyük fark otobüs taşımacılığını çevreye duyarlı bireyler ve sürdürülebilirlik politikaları açısından öncelikli bir tercih haline getirmektedir.

Avrupa’da otobüs taşımacılığı düşük karbon salınımı sayesinde sürdürülebilirlik politikalarının önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Türkiye, gelişmiş karayolu altyapısı ve yüksek yolcu potansiyeli ile bu çevreci trendden faydalanabilecek güçlü bir konumda yer almaktadır. Ülkemiz, coğrafi avantajları ve büyük ölçekli taşımacılık projeleri ile çevreci taşımacılık konusunda bölgesel bir lider olma potansiyeline sahiptir.

Bu sağlam altyapı ve artan yolcu potansiyeli uluslararası yatırımcıların da ilgisini çekmektedir. Avrupa'nın büyük otobüs taşımacılığı şirketlerinin Türkiye'ye olan ilgisi sektörde büyüme ve yenilik için büyük bir iş birliği potansiyeli yaratmaktadır. Türkiye, bu ilgiyi değerlendirerek çevreci taşımacılıkta hem ulusal hem de uluslararası düzeyde lider bir ülke konumuna yükselebilir. Bu bağlamda otobüs taşımacılığı, hem ekonomik fayda sağlamak hem de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak açısından gelecekte daha da büyük bir öneme sahip olacaktır.

FİYATLANDIRMA POLİTİKALARI ÖZGÜRCE BELİRLENEBİLMELİ
Otobüs sektöründe tıpkı havacılık sektöründe olduğu gibi firmaların kendi satış kanallarında fiyatlarını özgürce belirleyebilme hakkına sahip olması büyük bir önem taşımaktadır. Bu model, firmalarımıza fiyat politikalarımız üzerinde tam bir kontrol sağlarken pazar yerleri ve acentelere de kendi komisyonlarını ekleyerek müşterilere satış yapma imkânı tanımaktadır. Böyle bir sistem, sektörde sağlıklı bir rekabet ortamı oluştururken firmaların bağımsızlığını ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini koruması açısından kritik bir rol oynamaktadır.

Bu sistemin firmaların marka değerlerini ve müşteri sadakatini artırma noktasında sunduğu büyük fırsatı vurgulamak gerekir. Örneğin bir otobüs firması olarak bizler, kendi web sitemiz ya da mobil uygulamamız üzerinden doğrudan satış gerçekleştirdiğimizde fiyatlarımız üzerinde tam bir kontrole sahip oluyoruz. Bu, müşterilerimize özel kampanyalar sunmamıza, sadakat programları geliştirmemize ve daha kişiselleştirilmiş bir hizmet verme imkânı tanımaktadır. Aynı zamanda pazar yerleri ve acenteler de kendi komisyon oranlarını ekleyerek daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşabiliyor ve sektöre çeşitlilik katmaktadır.

Bu yaklaşımın bir diğer önemli avantajı ise finansal sürdürülebilirliktir. Firmalar, komisyon oranlarındaki artış gibi dışsal maliyetlerden etkilenmeden kendi kar marjlarını koruyabilmektedir. Ayrıca doğrudan satışlar sayesinde müşterilerimize daha uygun fiyatlar sunabilmekteyiz. Yolcular için bu durum sadece ekonomik bir fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda firmamızdan bilet aldıklarında ekstra ayrıcalıklar ve hizmetler deneyimlemelerine olanak tanır.

Sektörün geleceği açısından bu bağımsızlığı korumamız gerektiğine inanıyorum. Firmalar olarak kendi fiyatlandırma politikalarımızı özgürce belirleyebilmek otobüs taşımacılığının daha sağlam ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlayacaktır. Bu sayede hem firmalar daha güçlü bir rekabet pozisyonuna ulaşacak hem de müşterilere daha geniş seçenekler sunarak sektörde genel bir değer yaratacağız. Özgür fiyat belirleme, sektörü geleceğe taşımak için atılacak en önemli adımlardan biridir.