DÖRTLER TURİZM OLARAK YILLARIN BİRİKİMİ VE TECRÜBESİYLE İHTİYACA ÖZEL HİZMETLER SUNUYORUZ. Dörtler Turizm olarak dört nesildir taşımacılık sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Soyadımızdan da anlaşılacağı üzere işimizin başlangıcı Cumhuriyetin ilk yıllarına dayanıyor. Büyük dedem Akif Demirgezer, bu işe Şile-İstanbul güzergahında otobüs işletmeciliği suretiyle başlamış, dedem Adnan Demirgezer, seksenli yıllarda turizm taşımacılığına yönelmiş. Doksanlı yıllarda bayrağı babam Nurullah Demirgezer devraldı ve şimdi de ben Canberk Demirgezer, bu görevi üstlenmiş bulunuyorum. Bu değerli mirası devraldık ve daha iyi yerlere taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Asıl mesleğim avukatlık; ancak babam Nurullah Demirgezer’in vefatı sonrasında şirketin yönetimini devraldım. Takdir edeceğiniz üzere birbirlerinden oldukça farklı alanlar. Ancak şirketin karşılaştığı pek çok sorunda, hukukçu kimliğimin faydasını görüyorum.
Dörtler Turizm olarak kültür ve incoming turlarına odaklanıyoruz. Anlaşmalı olduğumuz acentelerin araç tedariklerini sağlıyor, onların ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyoruz. Mevcut araç filomuzda toplamda 10 adet özmal aracımız bulunmakla birlikte iş ortaklarımızı hesaba kattığımızda bu sayı 20’ye çıkıyor.
Yine ofisimizde yılların tecrübesine sahip, işinin ehli insanlarla müşterilerimize en iyi hizmeti sunmaya devam ediyoruz.
30 YILDA SEKTÖRDE DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK Sektör dışından gelen biri olarak taşımacılık sektöründe dikkatimi çeken en çarpıcı gerçek, kârlılık oranlarının şirket sermayelerine oranla oldukça düşük olması. Bugün gelinen noktada taşımacılık şirketlerinin çalışarak öz sermayelerini artırmaları ve yeni araç yatırımı yapmaları oldukça zor. Şirketlerin özsermayelerini artırmasının tek yolu araç fiyatlarında belli aralıklarla gerçekleşen artış trendlerini yakalamaları ve yatırımlarını doğru zamanda yapmaları.
Tabii ki bunun pek çok sebebi var. Özellikle Uzakdoğu pazarında dosya zararına yolcu getirilmesi kayıt dışılığın önlenememesi, başlıca sebepler. Ancak üzücü olan, bu durumun yaklaşık 30 yıldır devam etmesi ve kimsenin bunu değiştirmek üzere aksiyon almaması. Gerçekten de gençken babamla birlikte tanık olduğum ve duyduğum sorunların halen devam ediyor olması üzücü ve uzun süredir sektörde bulunan aktörlerin de kendilerini bu anlamda sorgulaması gerektiğine inanıyorum.
Taşımacılar, bir yandan düşük fiyatlarla mücadele ederken diğer yandan filolarını yenileyebilmek için başka yollar aramak zorunda kalıyor. Bu durum sektörün sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
2025’TE DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR 2025 yılında sıkı para politikasının devam edeceğini öngörüyorum. Bu politika, enflasyonda belirgin bir düşüş sağlayabilir ancak bildiğiniz üzere enflasyondaki düşüş, fiyatların düşeceği değil artış hızının yavaşlayacağı anlamına geliyor.
Sektörün 2025 yılına yönelik beklentisi iyi, ülkemize gelen turist sayısında artış yaşanması bekleniyor ancak bu artış ile meydana gelen karlılığın ne kadarı taşımacılık firmaları tarafından paylaşılacak? Bence cevaplanması gereken asıl soru bu.
Özellikle taşıma sektöründeki mevcut fiyat baskısı ve kârlılık sorunları sektördeki firmaların büyük fiyat dalgalanmalarına uyum sağlamasını zorlaştırıyor. Bu nedenle, 2025 yılının ekonomik ve sektörel anlamda dikkatle yönetilmesi gereken bir yıl olacağını düşünüyorum.
TUİDER’İN ANA İLKESİ “EŞİTLİK” TUİDER olarak güçlü bir sinerjiyle başladığımız bu süreçte sektörün sorunlarına çözüm üretme noktasında önemli bir adım attığımızı düşünüyorum. Üyelerin hepsi büyüklerimizden, sektörün tecrübeli isimlerinden oluşuyor.
Sektörümüz taşımacılık ve tabiatı itibariyle işimizi ülkemizde yapmamız gerekiyor. Bu sebeple tekstil ve diğer sektörlerde olduğu gibi üretimin ucuz işgücü olan ülkelere kaydırılması mümkün değil. Otobüslerimizi başka bir ülkede işletmek gibi bir seçeneğimiz yok. Bu nedenle düşük fiyat sarmalından kurtulmak için sektörel dayanışmayı artırmamız gerekiyor. TUİDER’in bu bağlamdaki yapılanmasını ve faaliyetlerini son derece olumlu buluyorum.
Avrupa’da taşımacılık sektörüne baktığımızda İspanya’da Alsa, İngiltere’de National Express gibi son derece güçlü oyuncular var ve sektör, aile şirketlerinin, tekil yapıların faaliyet göstermesine müsaade etmiyor. Tabii bunun bir sebebi de Avrupada sektörün çok daha fazla regüle edilmiş olması. Ülkemizde de orta-uzun vadede taşımacılık firmalarının ayakta kalabilmesi için bir araya gelmesi ve kooperatif, şirketler topluluğu ve benzeri seçenekler oluşturulmasının düşünülmesi gerekiyor. Bu yolla, hizmet alınan firmalara karşı pazarlık avantajı sağlanarak, iç organizasyonda operasyon maliyeti düşürülerek fiyat avantajı sağlanabileceği gibi hizmet verilen firmalara karşı da daha güçlü bir pozisyon elde edilebilir. TUİDER’i de bu anlamda sektör için önemli bir şans olarak görüyorum.
Derneğin tüzüğünü günün şartlarına uygun ve geleceğe yönelik olarak hazırladık. TUİDER tüzüğünde öne çıkan maddelerden ilki tüzel kişilik üyeliği ile ilgilidir. Aynı şirketten birden fazla kişinin üye olmasına izin verilmez. Şirketler tüzel kişi olarak derneğe üye olur ve temsilci atayarak Dernek faaliyetlerine katılım sağlarlar.
İkinci olarak 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu çerçevesinde yolcu taşımacılığı yetki belgesi olmayanlar Derneğe üye olamazlar. Bu yolla, sadece sektörde faaliyet gösteren şirketlerin derneğe üye olabilmesine imkân sağlamak istedik. Başka yapılarda olduğu gibi sektörle ilgisiz kişilerin, oy potansiyeli yaratmak adına Derneğe üye yapılmasını istemedik.
Derneğin gelecek hedeflerinde kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan koordinasyonu artırmak ve nitelikli işgücü yaratmak önemli bir yer tutuyor. Bu anlamda Kent Üniversitesi ile yaptığımız iş birliğini oldukça önemli buluyorum. Ben de Derneğimizi temsilen üniversitenin danışma kurulunda yer alarak çalışmalara katılıyorum. Özellikle yönetim kurulumuzun bu faaliyetlere karşı bakışı son derece olumlu ve motive edici, kendilerine de buradan teşekkür ediyorum.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sektörün Karlılık Oranı Çok Düşük
DÖRTLER TURİZM OLARAK YILLARIN BİRİKİMİ VE TECRÜBESİYLE İHTİYACA ÖZEL HİZMETLER SUNUYORUZ.
Dörtler Turizm olarak dört nesildir taşımacılık sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Soyadımızdan da anlaşılacağı üzere işimizin başlangıcı Cumhuriyetin ilk yıllarına dayanıyor. Büyük dedem Akif Demirgezer, bu işe Şile-İstanbul güzergahında otobüs işletmeciliği suretiyle başlamış, dedem Adnan Demirgezer, seksenli yıllarda turizm taşımacılığına yönelmiş. Doksanlı yıllarda bayrağı babam Nurullah Demirgezer devraldı ve şimdi de ben Canberk Demirgezer, bu görevi üstlenmiş bulunuyorum. Bu değerli mirası devraldık ve daha iyi yerlere taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Asıl mesleğim avukatlık; ancak babam Nurullah Demirgezer’in vefatı sonrasında şirketin yönetimini devraldım. Takdir edeceğiniz üzere birbirlerinden oldukça farklı alanlar. Ancak şirketin karşılaştığı pek çok sorunda, hukukçu kimliğimin faydasını görüyorum.
Dörtler Turizm olarak kültür ve incoming turlarına odaklanıyoruz. Anlaşmalı olduğumuz acentelerin araç tedariklerini sağlıyor, onların ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyoruz. Mevcut araç filomuzda toplamda 10 adet özmal aracımız bulunmakla birlikte iş ortaklarımızı hesaba kattığımızda bu sayı 20’ye çıkıyor.
Yine ofisimizde yılların tecrübesine sahip, işinin ehli insanlarla müşterilerimize en iyi hizmeti sunmaya devam ediyoruz.
30 YILDA SEKTÖRDE DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK
Sektör dışından gelen biri olarak taşımacılık sektöründe dikkatimi çeken en çarpıcı gerçek, kârlılık oranlarının şirket sermayelerine oranla oldukça düşük olması. Bugün gelinen noktada taşımacılık şirketlerinin çalışarak öz sermayelerini artırmaları ve yeni araç yatırımı yapmaları oldukça zor. Şirketlerin özsermayelerini artırmasının tek yolu araç fiyatlarında belli aralıklarla gerçekleşen artış trendlerini yakalamaları ve yatırımlarını doğru zamanda yapmaları.
Tabii ki bunun pek çok sebebi var. Özellikle Uzakdoğu pazarında dosya zararına yolcu getirilmesi kayıt dışılığın önlenememesi, başlıca sebepler. Ancak üzücü olan, bu durumun yaklaşık 30 yıldır devam etmesi ve kimsenin bunu değiştirmek üzere aksiyon almaması. Gerçekten de gençken babamla birlikte tanık olduğum ve duyduğum sorunların halen devam ediyor olması üzücü ve uzun süredir sektörde bulunan aktörlerin de kendilerini bu anlamda sorgulaması gerektiğine inanıyorum.
Taşımacılar, bir yandan düşük fiyatlarla mücadele ederken diğer yandan filolarını yenileyebilmek için başka yollar aramak zorunda kalıyor. Bu durum sektörün sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
2025’TE DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR
2025 yılında sıkı para politikasının devam edeceğini öngörüyorum. Bu politika, enflasyonda belirgin bir düşüş sağlayabilir ancak bildiğiniz üzere enflasyondaki düşüş, fiyatların düşeceği değil artış hızının yavaşlayacağı anlamına geliyor.
Sektörün 2025 yılına yönelik beklentisi iyi, ülkemize gelen turist sayısında artış yaşanması bekleniyor ancak bu artış ile meydana gelen karlılığın ne kadarı taşımacılık firmaları tarafından paylaşılacak? Bence cevaplanması gereken asıl soru bu.
Özellikle taşıma sektöründeki mevcut fiyat baskısı ve kârlılık sorunları sektördeki firmaların büyük fiyat dalgalanmalarına uyum sağlamasını zorlaştırıyor. Bu nedenle, 2025 yılının ekonomik ve sektörel anlamda dikkatle yönetilmesi gereken bir yıl olacağını düşünüyorum.
TUİDER’İN ANA İLKESİ “EŞİTLİK”
TUİDER olarak güçlü bir sinerjiyle başladığımız bu süreçte sektörün sorunlarına çözüm üretme noktasında önemli bir adım attığımızı düşünüyorum. Üyelerin hepsi büyüklerimizden, sektörün tecrübeli isimlerinden oluşuyor.
Sektörümüz taşımacılık ve tabiatı itibariyle işimizi ülkemizde yapmamız gerekiyor. Bu sebeple tekstil ve diğer sektörlerde olduğu gibi üretimin ucuz işgücü olan ülkelere kaydırılması mümkün değil. Otobüslerimizi başka bir ülkede işletmek gibi bir seçeneğimiz yok. Bu nedenle düşük fiyat sarmalından kurtulmak için sektörel dayanışmayı artırmamız gerekiyor. TUİDER’in bu bağlamdaki yapılanmasını ve faaliyetlerini son derece olumlu buluyorum.
Avrupa’da taşımacılık sektörüne baktığımızda İspanya’da Alsa, İngiltere’de National Express gibi son derece güçlü oyuncular var ve sektör, aile şirketlerinin, tekil yapıların faaliyet göstermesine müsaade etmiyor. Tabii bunun bir sebebi de Avrupada sektörün çok daha fazla regüle edilmiş olması. Ülkemizde de orta-uzun vadede taşımacılık firmalarının ayakta kalabilmesi için bir araya gelmesi ve kooperatif, şirketler topluluğu ve benzeri seçenekler oluşturulmasının düşünülmesi gerekiyor. Bu yolla, hizmet alınan firmalara karşı pazarlık avantajı sağlanarak, iç organizasyonda operasyon maliyeti düşürülerek fiyat avantajı sağlanabileceği gibi hizmet verilen firmalara karşı da daha güçlü bir pozisyon elde edilebilir. TUİDER’i de bu anlamda sektör için önemli bir şans olarak görüyorum.
Derneğin tüzüğünü günün şartlarına uygun ve geleceğe yönelik olarak hazırladık. TUİDER tüzüğünde öne çıkan maddelerden ilki tüzel kişilik üyeliği ile ilgilidir. Aynı şirketten birden fazla kişinin üye olmasına izin verilmez. Şirketler tüzel kişi olarak derneğe üye olur ve temsilci atayarak Dernek faaliyetlerine katılım sağlarlar.
İkinci olarak 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu çerçevesinde yolcu taşımacılığı yetki belgesi olmayanlar Derneğe üye olamazlar. Bu yolla, sadece sektörde faaliyet gösteren şirketlerin derneğe üye olabilmesine imkân sağlamak istedik. Başka yapılarda olduğu gibi sektörle ilgisiz kişilerin, oy potansiyeli yaratmak adına Derneğe üye yapılmasını istemedik.
Derneğin gelecek hedeflerinde kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan koordinasyonu artırmak ve nitelikli işgücü yaratmak önemli bir yer tutuyor. Bu anlamda Kent Üniversitesi ile yaptığımız iş birliğini oldukça önemli buluyorum. Ben de Derneğimizi temsilen üniversitenin danışma kurulunda yer alarak çalışmalara katılıyorum. Özellikle yönetim kurulumuzun bu faaliyetlere karşı bakışı son derece olumlu ve motive edici, kendilerine de buradan teşekkür ediyorum.
En Çok Okunan Haberler