Murat Yeşilyurt: Maliyetler Konusunda Yetkililer Seferberlik İlan Etmeli

Haber Ulaşım                   : Söyleşimize sizleri tanımakla başlayalım. Murat Yeşilyurt kimdir?

Murat Yeşilyurt               : 1973 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Öğrenim hayatımı Beykoz’da tamamladım. Ortaokul yaşlarında arabalara karşı olan ilgimden kaynaklı, babamın otobüsü ile sürekli ilgilendim.

O günkü ilgim sayesinde de bugünlere kadar geldim. Her zaman şu ilkeyi hafızama not edinmişimdir. ‘İnsan sevdiği işte her zaman başarılıdır.’ Sevmediği işin içinde bulunduğu taktirde, milyonları olsun, yine iflas eden taraf olmuştur. Yapılacak olan işin ticari durumu her zaman ikinci planda olmalıdır. Öncesinde bu işi yapmak için, günün her saati vakit ayırabiliyor mu insan? Bu sorgulanmalıdır. İnsanlara hizmet veren bir sektörün içerisindeyiz. Ben her zaman bu hizmeti nasıl artırabilirim? Bunun düşüncesi ile büyüdüm. Her zaman hedef çıtamı ulaşamadığım noktada belirledim. Bizdeki bu sevgi olduğu süre boyunca umuyorum ki ilerleyen dönemde daha yüksek noktalara ulaşacağım. Bu işe tutunmak için maddiyatın veyahut heves ile yatırım yapmanın mantığı yok.

Bu şekilde sektöre girip, yıkıcı rekabete çalışanlar; bizim gibi çekirdekten yetişme bireyselcileri parçalıyor. Her sektör için geçerli olan durum şudur ki; işin mutfağında pişen kişiler işi yönetmelidir.

Haber Ulaşım                   : Yeşilyurt Turizm hakkında takipçilerimize bilgi verir misiniz?

Murat Yeşilyurt               : Yeşilyurt Turizm 1997 yılında kurulmuştur. Bu yıldan önce de yine bize ait 1983-1987 yıllarında Ford marka minibüsümüz mevcuttu. Kapımızdan hiçbir zaman arabamız eksik olmadı. O yıllar Beykoz-Elmalı hattında taşımacılık yaptık. Buralarda çok mücadele verdik. Ardından ise servisçilik yapmaya başladık.

Sonrasında, 1997 yılından sonra biraz daha turizme yöneldik. 2001 yılında İsuzu Turkuaz model araç aldık. -O  dönem Türkiye’de ki üçüncü aracın sahibiydik- İşte o dönemde bizim yıldızımız parladı. Çıtayı yüksek tutmalı prensi ile rotamızı otobüs sektörüne doğru çevirdik. 2009 yılında değerli babamın da destekleriyle Mercedes-Benz O403 model otobüs satın aldım. 2011 yılında ikinci olarak, bu sefer sıfır kilometre otobüs satın aldık. Ertesi yıl bir adet daha yatırım yaptık. O günden bugüne kadar otoparkımızda şu an sekiz adet Mercedes-Benz marka otobüs bulunmakta.

2 adet A grubu acenta seyahat belgemiz mevcut. UKOME’den B2 belgesi aldık. Avrupa ve Balkanlara da turlar düzenliyoruz. Geçen yıl ise sektörümüzün duayen ismi Ali Osman Ulusoy’un bünyesinde şehirlerarası yolcu taşımacılığına başladık. Henüz birlikte çalıştığımız ilk yılımız olmasına rağmen, disiplinimizden ötürü Karadeniz hattında şirketimizi bir numaralı seyahat acentesi yaptık. Ali Osman Ulusoy’un her zaman izinde gitmek istiyoruz.

Haber Ulaşım                   : Son yıllarda adınızdan söz ettirecek yatırımların altına imzalar attınız. Araç yatırımı yaparken tercihlerinizi neler etkilemektedir?

Murat Yeşilyurt               :  Bulunduğumuz dönem içerisinde şehirlerarası yolcu taşımacılığında bir takım boşluklar oluşmaya başladı. Çalışan firmaların hizmet kalitesi azalmaya başladı. Bu durum bizlere pozitif bir enerji aktardı. Bu vesileyle de yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürdük. Araç ihtiyacı mevcut. İkinci elde daralma söz konusu. Bu vesileyle sıfır araç yatırımına yöneldik. Önümüzdeki dönemde yatırım kısmına ağırlık vererek pastada en büyük payı almayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl filomuzu iki katına çıkarmak için girişimlerde bulunacağız. Firmamız adına araç yatırımları yaparken, toplam işletme maliyeti düşük, güvenlik ve konforu bir arada sunabilen araçları tercih etmekten yanayız. Malum olduğu üzere, devir maliyetleri minimize etme devridir. Bu sebeple her zaman için hem firmamızı hem de yolcularımızı memnun edecek araçları tercih etmeye devam edeceğiz.


Haber Ulaşım                   : Yeşilyurt Turizm adına yaz sezonunu nasıl değerlendiriyorusunuz?

Murat Yeşilyurt               : Sezon bizim adımıza oldukça bereketli geçti. İşini doğru dürüst sürdürebilen herkes emeğinin karşılığını alır. Çünkü müşterilerimiz bunu yapan esnafı tercih ediyor. Müşteri aldığı hizmetten memnun kalırsa yatırımcının hakkını fazlasıyla görür. Bu tamamen ‘kazan kazan prensibi’. Biz elimizden geleni sunuyoruz, müşteri de bunun farkına vardığında bizleri tercih etmiş oluyor. İyisiyle kötüsüyle bu sezonu bitirdik. Önümüzdeki yıldan daha çok umutluyum. Umarım tüm sektör adına daha bereketli bir sezon yaşanacaktır.


Haber Ulaşım                   : Bir otobüs markasının çatısı altında faaliyet gösteriyorsunuz, ilerleyen dönemde Yeşilyurt Turizm’i kendi markasıyla şehirlerarası taşımacılıkta görebilecek miyiz?

Murat Yeşilyurt               : Açıkçası ben Ali Osman Ulusoy ailesinin bir ferdiyim. Biz yıllardır birlikteyiz, onların ellerinde büyüdüm. Bir duruma niyetlendiğimde her zaman Sayın Hülya Ulusoy’un desteklerini alırım. Bu firma her zaman benim kendi şirketim gibi hareket etmeme neden olmuştur. Kurulu bir düzen varken, bu düzeni bırakıp yeniden bir oluşuma girmek hiçbir zaman kolay olmamıştır. Biz halimizden son derece memnunuz, bu yüzden kesinlikle farklı bir isim çatısı altında maceraya atılmayı düşünmemekteyiz.


Haber Ulaşım                   : Karadeniz Bölgesi’nde otobüsçülüğü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Murat Yeşilyurt               : Karadeniz Bölgesi’nde otobüsçülük büyük bir hazinedir. Tabii ki kıymetini bilene. Karadeniz Bölgesi’nde otobüsçülük işi hiçbir zaman son bulmaz. Dünya döndüğü sürece bu durum devam eder. Sebebini soracak iseniz; şöyle izah edeyim, Karadeniz insanı milliyetçidir. Siz Karadeniz insanı ile muhabbetinizi, sohbetinizi sürdürürseniz, o insan sizi faaliyet gösterdiğiniz dönem boyunca asla yalnız bırakmaz. Bu yıllardır süregelen gelenektir. Bizler büyüklerimizden böyle gördük. Elimizden geldiğince de sürdürmeye devam edeceğiz.


Haber Ulaşım                   : Sektörde oldukça fazla sayıda sivil toplum kuruluşları mevcut. Sizler bu sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Murat Yeşilyurt               : Ben  2011 yılında Turizm Alternatif Derneği adıyla bir dernek kurmak istedim. Yalnız kendim epey yol kat ettikten sonra, bu derneğin kurulmaması için karşıma birçok engel çıktığını gördüm. Bu durumdan sonra sekiz yıldır bu projemi askıya aldım.

Genel olarak ülkemize baktığımızda aile şirketleri bu sorundan kaynaklı dibe çöküş yaşıyorlar. Ailenin en büyüğü işin başında oluyor, ardından gelen kişi yeniden düzen kuruyor, başarısız oluyor ve marka sonlanıyor. Bu sektörde, şu anki insanların yönetimleri, genç müteşebbislere vermelidir. Çünkü genç insan her zaman farklı düşünür.

Günümüzde bu yüzden kurumsal şirketler ayakta. Kurumsal şirketlerin bu yaklaşımını hedef edinmeliyiz. Sistemler hayata geçirilmeli. Teknoloji çağındayız. Asla gençleri küçük görmemeliyiz. Sürekli devredilmesi lazım. Yanlış yapsalar da yine iş gençlere teslim edilmeli çünkü insanlar günü geldiği vakit yaşlanıp, hayata veda edecekler. Sen son gününe kadar bu işi yürütüp ardından gelen genç insana o zaman bıraktığında geç kalmış oluyorsun. Bu seferde sektöre zarar veriyorsun. Çünkü altındaki genç her şeyi sıfırdan kuracaktır. Onun için bu yaştayken kendime vazife edindiğim şey, altımdan gelen insana her zaman doğru yolu göstermektir. Bu iş bu şekilde ayakta durur.



Haber Ulaşım                   : Son dönemlerde, artan örneklerinden de gördüğümüz üzere şehirlerarası otogarların özelleştirildiği örnekleri gözlemliyoruz. Sizce otogarlar özel teşebbüse mi ait olmalı yahut özel teşebbüsler tarafından mı işletilmelidir? Yoksa otogarlar birer kamu alanı olmakla kamu tarafından mı idare edilmelidir?

Murat Yeşilyurt               : Şehirlerarası otogarların özelleştirilmesi kesinlikle hatalı bir durumdur. Büyük sıkıntılar teşkil ediyor. A kişisinin kendi otogarı B kişisi tarafından kiralanıyor. Bu B kişisi otogar ortamını tamamen kendi çevresi tarafından oluşturuyor. İstediğini içeri alıyor istemediğine haksız rekabet uyguluyor. Kendi diledikleri şekilde, diledikleri firmadan bilet kesiyor. Giriş çıkış ücretlerini kendi istedikleri arzuda artırıp, azaltıyorlar. Bu sefer senin elinde hiçbir şey kalmıyor.

Bu yönetim tarzı tamamen bırakılıp otogarları bulunan il ya da ilçenin Belediyeleri tarafından yönetilmelidir. Kim o otogarda çalışmaya başlamak istiyorsa, dilediği gibi yazıhane kiralayabilmelidir. Bu bizim için büyük sorun teşkil ediyor.

Bir diğer husus da otogar giriş-çıkış ve otoyol ücretleri. Bir aracın aylık giriş-çıkış ve otoyol harcaması, hemen hemen bir aylık araç senet fiyatına denk geliyor. Bu durum da araç yatırımını zorlaştıran faktörlerden başlıca birisi. Derhal yetkililer bu konuda seferberlik ilan etmelidir. Çünkü bizim bulunduğumuz sektörde tekerlek döndükçe, evlerde çorbalar kaynamaktadır. Bugün bir otobüsün sahibi olarak sadece siz para kazanmıyorsunuz. Bu aracın personelleri var, yazıhanecisi var, üretim kısmı var, yan sanayisi var, var da var… Bunların hepsi, bu tekerleğin dönüşüne bakar.

Fakat bizler bunları sadece dile getirmekle kalıyoruz. Kimsenin en ufak niyeti, çabası mevcut değil. Nedenini açıklamak gerekirse; Bizler ‘Bu Sevda Bitmez’ sloganıyla işimize bağlıyız. Dışardan gören kişi bizler için, evini, barkını satar, yine bu işi sürdürmeye çalışır düşüncesiyle yaşıyor. Bu düşünceler, ülkemiz ekonomisine zarar vermekte, bir sektörün temellerinden çökmesine neden olacak düşüncelerdir.

Röportaj: Doğukan Aydın