Bilindiği üzere sektörümüzde D2 ve B2’ye kayıtlı 9 koltuktan başlayarak 60 koltuğa kadar giden farklı kategorilerde araçlar bulunmaktadır. Ana başlıkta ise turizm araçlarını 4 ana kategoriye ayırabiliriz. Minivan, Minibüs, Midibüs ya da Yarım Otobüs, Otobüs olarak sıralanmaktadır. Her bir segment esasında turizm taşımacılık açısından olmazsa olmaz değerler taşımaktadır. Minivan ve minibüs bireysel ve lüks taşımacılıkta, midibüs şehiriçi ulaşımlarda ve otobüs ise özellikle kitle turizminde ve şehirlerarası ulaşımlar önemli yer tutmaktadır.

Başta Antalya ve İstanbul’da olmak üzere sektörümüzde farklı araç çeşitliliği ve geniş filolar mevcuttur. Elbette araç çeşitliliği ve geniş araç yelpazesi kadar bir önemli unsur ise araç yılı ve modelidir. Turizmde beklenen ise yeni araçlarla ve yüksek hizmet kalitesi ile hizmet sunabilmektir. Bu nedenle araç üreten firmalar açısından, turizm taşımacılar öncelikli müşteri kategorisinde sayılmaktadır.  Pandemi öncesine kadar araçlarını yüksek devinimlerle yenileyen sektörümüz son 3 yılda ne yazık ki hem salgın hem de ekonomik nedenlerden dolayı olması gereken alımlarını ne yazık ki yapamamıştır.

2022 yılında turizmde ciddi bir artış beklenmektedir. Özellikle farklı pazarların açılması, turizm çeşitliliğinin ve kitlesel turizmin artması ile birlikte beklenen yoğun turist hareketliliğine paralel olarak sektördeki araç arzının artması gerektiği ortadadır. Mevcut araç potansiyeli yeterli kalmayacaktır. Ancak bir taraftan da döviz kur değişiminin getirmiş olduğu koşullar araç fiyatlarında çok ciddi bir artışa neden olmaktadır. Ayrıca üretimin de bazı markalar tarafından cip krizi nedeniyle kısıtlanmış olması da bu olumsuz etkiyi artıran önemli bir başka nedendir. Bir taraftan da 15 aydır yatan ve daha yeni yeni çalışmaya başlayan sektörümüz açısından da ister istemez bir kapital sorunun olması da doğaldır. Bu koşullarda araç alımlarında ve yenilemelerde ise ya üreticilerden ya da finans kuruluşlarından farklı enstrümanlarla destek beklenmektedir. Halbuki araçlarda oluşan günlük satış fiyatlarının artışı, ulaşım fiyatlarına yansıması ne yazık ki aynı hızda ve oranda olamamaktadır.

Geçen haftasonu konuşmacı olarak katıldığım Antalya’da düzenlenen Tursab Kongresi’nde de sektör sorunlarından bahsettik. Özellikle artan turist sayılarına karşılık mevcut altyapı yetersizliği üzerinde durduk. Açıkçası veriler endişe verici seviyelere ulaşmış durumda. Bu durumda hızlıca kısa, orta ve uzun vadede sektör paydaşlarının bir araya gelerek çözüm yolları bulması şart. Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz ve bir taraftan turizm ise ülkemizin gözbebeği. Ancak çok da umutsuz olmamız gerekiyor. Sonuçta pandeminin kötü günlerini atlattık; iyi günler önümüzde. Yeni sayılarda ve turizm dolu günlerde görüşmek üzere.