Günümüz hukukunun en temelinde yer alan hatta bazı hükümler açısından birebir yansımasını modern hukukta gördüğümüz Roma Hukuku, antik Romalıların kendinden sonra gelen medeniyetlere bıraktıkları tek miras değildi tabii ki.
Romalıların miraslarından, günümüze kadar izleri kalan bir diğeri “Jülyen Takvim”dir. Hali hazırda her ne kadar Gregoryen adı verilen takvim sistemini kullanıyor olsak da Jülyen Takvim, 16. Yüzyılın ortalarına kadar kullanılmış ve kendisinden sonra gelen takvimler açısından da kaynak görevi görmüştür.
Milattan önce 46. Yüzyılda Jül Sezar tarafından bilim adamlarına yaptırılan ve kullanılmasına karar verilen bu takvim tarihte ilk defa 1 Ocak gününü yılın başlangıcı olarak kabul etmiştir. Aynı zamanda 365 günlük takvim de bu şekilde ilk defa oluşturulmuş hatta dört yılda bir oluşan artık günlerin hesaplanması da yine Romalılar tarafından yapılmıştır.
Yani her yıl 31 Aralık günü biter, 1 Ocak günü başlarken belki de farkında olmadan Romalıları anmış sayılabiliriz. Yüzyıllar öncesinde yaşamış ve bizden olabildiğince farklı bir halk olan Roma halkını.
Belki geçtiğimiz yüzlerce yıl hep farklılıklarımıza odaklandık ve diğer insanlarla, hayvanlarla, nefes alıp veren herkesle ne kadar aynı olduğumuzu gözden kaçırdık. Yüzyıllarca dünyada yaşayan canlılar olarak aynı acıları çektik, aynı korkularla yüzleştik, aynı sınavlardan geçtik.
Pandemiyle, yangınlarla, enflasyon ve yoksullukla savaştığımız bir yılı geride bırakırken, ülke olarak, dünya olarak aslında ne kadar aynı gemide olduğumuzu fark ettik. Dünyamıza insanlar olarak verdiğimiz zararların artık bize sel, kuraklık, aşırı soğuma veya ısınma olarak döndüğünü fark ettik.
Yeni bir yıla girerken yine umut etmekten başka çaremiz yok. Bu sefer komşumuzu, arkadaşımızı, mahallemizin köpeğini, rakibimizi, diğer yarım küredeki bir yabancıyı anlamaya ve aslında her birinin bizimle aynı sevinçleri ve üzüntüleri yaşayan birer yansımamız olduğunu fark etmeye ihtiyacımız var. Bir fark yaratmaya ihtiyacımız var. Umarım bu yıl keşfetme yılımız olur.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Lerzan Bayram
Av. Lerzan Bayram: Jülyen Takvim
Günümüz hukukunun en temelinde yer alan hatta bazı hükümler açısından birebir yansımasını modern hukukta gördüğümüz Roma Hukuku, antik Romalıların kendinden sonra gelen medeniyetlere bıraktıkları tek miras değildi tabii ki.
Romalıların miraslarından, günümüze kadar izleri kalan bir diğeri “Jülyen Takvim”dir. Hali hazırda her ne kadar Gregoryen adı verilen takvim sistemini kullanıyor olsak da Jülyen Takvim, 16. Yüzyılın ortalarına kadar kullanılmış ve kendisinden sonra gelen takvimler açısından da kaynak görevi görmüştür.
Milattan önce 46. Yüzyılda Jül Sezar tarafından bilim adamlarına yaptırılan ve kullanılmasına karar verilen bu takvim tarihte ilk defa 1 Ocak gününü yılın başlangıcı olarak kabul etmiştir. Aynı zamanda 365 günlük takvim de bu şekilde ilk defa oluşturulmuş hatta dört yılda bir oluşan artık günlerin hesaplanması da yine Romalılar tarafından yapılmıştır.
Yani her yıl 31 Aralık günü biter, 1 Ocak günü başlarken belki de farkında olmadan Romalıları anmış sayılabiliriz. Yüzyıllar öncesinde yaşamış ve bizden olabildiğince farklı bir halk olan Roma halkını.
Belki geçtiğimiz yüzlerce yıl hep farklılıklarımıza odaklandık ve diğer insanlarla, hayvanlarla, nefes alıp veren herkesle ne kadar aynı olduğumuzu gözden kaçırdık. Yüzyıllarca dünyada yaşayan canlılar olarak aynı acıları çektik, aynı korkularla yüzleştik, aynı sınavlardan geçtik.
Pandemiyle, yangınlarla, enflasyon ve yoksullukla savaştığımız bir yılı geride bırakırken, ülke olarak, dünya olarak aslında ne kadar aynı gemide olduğumuzu fark ettik. Dünyamıza insanlar olarak verdiğimiz zararların artık bize sel, kuraklık, aşırı soğuma veya ısınma olarak döndüğünü fark ettik.
Yeni bir yıla girerken yine umut etmekten başka çaremiz yok. Bu sefer komşumuzu, arkadaşımızı, mahallemizin köpeğini, rakibimizi, diğer yarım küredeki bir yabancıyı anlamaya ve aslında her birinin bizimle aynı sevinçleri ve üzüntüleri yaşayan birer yansımamız olduğunu fark etmeye ihtiyacımız var. Bir fark yaratmaya ihtiyacımız var. Umarım bu yıl keşfetme yılımız olur.
https://lbhukuk.com/blog/