DOLAR 32,3645 -0.38%
EURO 34,7196 -0.28%
ALTIN 2.395,58-1,11
BITCOIN 19104143,13%
İstanbul
14°

PARÇALI BULUTLU

20:08

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Astor Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Fatih As: Sezon Süresinin Uzaması Otobüsçü İçin Can Suyu
  • Haber Ulaşım
  • Röportaj
  • Astor Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Fatih As: Sezon Süresinin Uzaması Otobüsçü İçin Can Suyu

Astor Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Fatih As: Sezon Süresinin Uzaması Otobüsçü İçin Can Suyu

Sektörümüz genç yöneticileri ile gerçekleştirdiğimiz söyleşilerimize yeni sayımızda da devam ediyoruz. Bu sayımızın konuklarından biri de 9 yıllık yurt dışı tecrübesinin ardından ülkesine dönen ve otobüsçülüğe merhaba diyen Mehmet Fatih As. Astor Turizm’in Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Fatih As, kendi hayat hikayesini, sektörün içerisinde bulunduğu durumu ve geleceğe dair beklentilerini siz değerli okurlarımız ile paylaştı. İşte keyifli söyleşimiz:

ABONE OL
14 Nisan 2024 12:45
Astor Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Fatih As: Sezon Süresinin Uzaması Otobüsçü İçin Can Suyu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

URFALILARIN SICAKLIĞI BENİ ETKİLEDİ
1990 yılında İstanbul’da doğdum. 16 yaşıma kadar İstanbul’da yaşadıktan sonra 9 sene Ukrayna ve Rusya’da ikamet ettim. Hem üniversite eğitimimi hem de iş hayatımı yurt dışında sürdürdüm. Bu süreçte babam, yıllardır yüreğinde taşıdığı otobüs sektörüne geri dönme kararını verdi. Astor’un başına geçmemizle birlikte, memleketimiz Şanlıurfa’ya dönme kararı aldım. Tabiri caizse, bu bir görev gibiydi. İstanbul gibi fırsatlarla dolu bir şehirde doğup büyümüşken ister istemez Şanlıurfa’da yaşamak fikri bana uzak geliyordu fakat Urfalıların sıcaklığı ve samimiyeti beni derinden etkiledi. Bu şehrin insanlarına hizmet etme arzusu düşüncelerimi değiştirdi ve burada kalarak bu şehre ve insanlarına katkıda bulunmayı kendime bir görev olarak görmeye başladım.

Astor Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Fatih As

TEKNOLOJİ, SEKTÖRDEKİ NORMLARI HIZLA DEĞİŞTİRİYOR
Yurt dışında yaşamak, insana bambaşka vizyonlar kazandırıyor. Farklı kültürlerle tanışıyor, farklı bakış açıları kazanıyorsunuz. Ukrayna’da yaşadığım dönemde insanların çoğunlukla kontörlü hatlar kullandığını ve bu hatlara kontör yüklemek için özel bankolar olduğunu görmüştüm. Dokunmatik ekranlı bu bankolarda insanlar çok kolay bir şekilde hatlarına kontör yükleyebiliyorlardı. Ülkeye döndüğümde bu sistemin bizim sektörümüze de uyarlanabileceğini düşündüm. Yolcuların biletlerini alabileceği, işlemlerini gerçekleştirebileceği self servis bankolar tasarlanabilirdi. Bu tarz bir sistem, yazıhaneciliği bambaşka bir noktaya taşıyabilir, acentelik işlemlerini otomatikleştirebilir, bagaj ve ikram kontrolünü kolaylaştırabilirdi. Yapay zekanın hızla geliştiği ve her gün yeni yeniliklerin ortaya çıktığı bir çağda yaşıyoruz. Bu ucu açık yenilikler sayesinde önümüzdeki 5 yıl içinde bildiğimiz yazıhaneciliğin çok farklı bir hale evrileceğini düşünüyorum.

BÖLGEMİZDE YENİLİĞE ÖNCÜLÜK EDİYORUZ
2009 yılında kurulan Astor, kurulduğu günden beri teknolojiyi takip etme ve yeni araç yatırımları yapma konusunda sektörün önde gelen firmalarından biri olmayı başardı. Şu anda filosunda 65’e yakın otobüs bulunduran Astor, otobüslerin çoğunu Mercedes-Benz ve Temsa markalarından oluşturuyor. Bu tercihin en önemli sebebi ise bagaj kapasitesi. Daha önce diğer markaya da yatırımlar yaptık ama bagaj kapasitelerinin yolcularının isteklerini karşılamada yetersiz kaldığını gördük. Geçen ay filomuza 7 adet Temsa Maraton kattık, ilerleyen süreçte de Mercedes-Benz yatırımı yapmayı planlıyoruz. Şu noktaya değinmeliyim ki son yıllarda otobüs piyasasında yaşanan fiyat artışı dikkat çekici. Otobüs fiyatları, 2 yıl öncesine göre neredeyse 4-5 kat arttı. Bu artışta enflasyonun etkisi olduğu kadar üreticilerin de rolü var. Geçmiş yıllara göre daha az otobüs üretiliyor ve bu da otobüslerin değerini artırıyor. Astor filosunda 2020 modelden aşağı bir otobüs bulunmuyor. Bireysel otobüsçüler arasında birkaç istisna olsa da firmaya ait otobüslerde bu durum söz konusu değil. Firmamızda çalışan bireysel otobüsçülerin oranı da oldukça düşük.

ARAÇLARDAKİ KONFOR VE TEKNOLOJİ, SEFER PLANLAMALARIMIZI ETKİLİYOR
Firma olarak, filomuzda çalışan bireysel otobüsçülerden belli kriterler bekliyoruz. Bu kriterlerin en başında araçların yeni olması geliyor. Yeni araçlar, hem daha konforlu bir seyahat deneyimi sunuyor hem de arıza riski daha düşük. Araçlarda aradığımız diğer kriterler ise konfor ve teknolojik özellikler. Araçların kriterlere uygunluğuna göre hangi seferlerde çalışacağına karar veriyoruz. Örneğin, daha konforlu ve teknolojik donanımlı araçlar, uzun yol seferlerinde tercih edilirken daha eski araçlar kısa yol seferlerinde kullanılabiliyor. Otobüs sektörü, diğer sektörlere kıyasla daha zorlu bir sektör. Bu sektörde başarılı olmak için ciddi bir deneyim gerekiyor. Daha önce bu sektörde hiç bulunmamış biri bir otobüs yatırımı yaparak bu sektöre girdiğinde karşılaşma şansı olan riskler oldukça fazla. Otobüslerdeki arızaların maliyetleri, bu sektörde çalışanları bile sektörden soğutacak kadar yüksek olabiliyor.

ESKİDEN OTOBÜSLERDE AİLE ORTAMI VARDI
Otobüslerin içindeki teknolojiler, tıpkı hayatımızdaki her şey gibi zamanla büyük bir değişim ve dönüşüm geçirdi. Geçmişte, iki televizyonla başlayan eğlence sistemi, her koltukta ayrı ekranın yer aldığı bir hale geldi. Bu, firmalar için hem kurulum maliyeti hem de otobüslerin akü ömrü açısından önemli bir yük oluşturdu. Benim kişisel görüşüm, eski sistemin daha güzel olduğu yönünde. O zamanlar, otobüslerin içi bir aile ortamını andırırdı. Yolcular, yanlarına aldıkları yiyecekleri paylaşır, sohbet eder ve keyifli bir yolculuk yaparlardı. Günümüzde ise her koltuğa bir ekran konmasıyla birlikte bu samimi ortam ortadan kalktı. Artık insanlar, apartman komşusu gibi yanındaki yolcuya dair hiçbir fikri olmadan yolculuk ediyor. Bu da eskiden var olan güven ortamının oluşmasını zorlaştırıyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yalnızlaşmamız da bir gerçek. Eskiden yanındaki yolcu size ikramda bulunmak isterse tereddüt etmeden kabul ederdiniz. Günümüzde ise durum tam tersi. Koltuktaki ekranların yerini karekod sistemlerine bırakması da bu değişimin bir göstergesi. Bence bu sistem, firmaların televizyon maliyetinden kurtulmak için bulduğu bir çözüm. Biz de otobüslerimizde karekod sistemini tercih ediyoruz. Günümüzde hepimiz akıllı telefon sahibiyiz ve otobüslerimizde de sınırsız internet hizmeti sunuyoruz. Bu nedenle, yolcuların karekoda ihtiyaç duymadan her istediğini internet üzerinden yapabilme imkanı da var.

OTOBÜSÇÜ İZİN SEZON SÜRESİ UZADI
2024 yılı, güzel bir başlangıç yaptı. Ramazan ayı gibi belli dönemlerde doğal olarak bazı duraklamalar yaşanıyor. Ramazan’ın ilk 20 gününe kadar sektör adeta durma noktasına geliyor. Fakat Ramazan Bayramı’na bir hafta kala dönüşler başlıyor. İstanbul, Yalova, Konya, İzmir ve Urfa gibi şehirlerden Urfa’ya gelişler artıyor. İnsanlar bayramlarını burada geçiriyor ve bayramın üçüncü-dördüncü günü gidişler de başlıyor. Bu süreçte sektör tekrar hareketleniyor. Eskiden, 3-4 sene önce Ramazan ayı yaz aylarına denk geliyordu. Bu da okulların tatiline denk geldiği için hem yoğunluk çok fazla oluyordu hem de sezon kısa sürüyordu. Yoğunluğun fazla olması korsan arabalara da fırsat veriyordu. 2024 yılı ise farklı olacak. Bayramlar ve tatiller farklı zamana denk geldiği için sezon uzamış oldu. Nisan ayından başlayarak Ekim ayına kadar sürecek bir sezon bekliyoruz. Bu da sektör için umut verici bir durum.

GÜVEN SORUNU REKABETİ TETİKLİYOR
7 senedir bu sektörde çalışıyorum ve bilet fiyatları konusunun ne kadar karmaşık ve zorlayıcı olduğunu biliyorum. Bölgemizdeki firmaları defalarca bir araya getirmeye çalıştık, Diyarbakır, Batman, Van… Hepsiyle görüştük, toplantılar yaptık ama bir türlü ortak bir noktaya gelemedik. 50 firma kabul etse bile bir tanesi kabul etmediğinde her şey bozuluyor. Güven sorunu var, kimse birbirine inanmıyor. Fiyatlarda eşitlik olması herkesin arzusu ama maalesef bunu başaramıyoruz. Bazen gidiş yönünde bir standart sağlayabiliyoruz ama dönüşte olmuyor. Bir yerden bir engel çıkıyor. Şanlıurfa’dan İstanbul’a olan seferlerde sabit fiyat belirlenmiş olsa da ara duraklarda rekabet devam ediyor. Personel, akaryakıt ve bakım maliyetleri bu kadar artmışken kar marjlarımızı düşüren en büyük etkenlerden biri de bu rekabet. Bence sektördeki bütün firmaların katılacağı büyük bir toplantı düzenlenmeli ve fiyatlarda bir standart belirlenmeli. Havayolu şirketlerinde olduğu gibi bu sektörde de haksız rekabetin önüne geçilmeli. Fiyat konusunda değil, firmalar hizmet konusunda rekabet etmeli.

SEKTÖRE GİREN, ÇIKAMIYOR…
Yıllar öncesine göre sektördeki giderlerin 20 kat arttığını gözlemliyoruz. Sigorta primleri, asgari ücret, yakıt, bakım masrafları, lastik fiyatları, otogar giriş ücretleri, HGS ve ikram gibi kalemler firmaları oldukça zor durumda bırakıyor. Eskiden sigorta primi 1000 TL iken şu an 7.000 TL veya eskiden bir asgari ücret 1.500 TL iken şu an 17.000 TL bir personel maliyeti 25.000 TL !  Bu giderler göz önüne alındığında, sektörde faaliyet gösteren firmaların karlılık oranının oldukça düşük olduğunu söyleyebiliriz. 7-24 hizmet veren bir sektörde olmanın zorlukları da cabası. Her an her şey olabilir ve bu durum firmaların sürekli tetikte olmasını gerektiriyor. Tüm bu zorluklara rağmen otobüs sektöründen kopmak da oldukça zor. Bu sektörün bir çekim gücü var ve bir kere girdikten sonra tekrar dönmek kaçınılmaz olabiliyor. Bu sezona dair umutluyuz. Bereketli bir sezon geçirmesini ve kazasız, belasız, huzurlu bir bayram diliyoruz.

Röportaj: Rafi Candan

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.