DOLAR 32,3778 -0.34%
EURO 34,7396 -0.23%
ALTIN 2.398,84-0,97
BITCOIN 19163993,46%
İstanbul
14°

PARÇALI BULUTLU

20:08

AKŞAM'A KALAN SÜRE

GÜÇLÜ KADIN: İREM BAYRAM

GÜÇLÜ KADIN: İREM BAYRAM

8 Mart Kadınlar Günü'ne özel olarak hazırladığımız bu röportajda, Best Van’ın CEO'su İrem Bayram ile otobüs sektörünün kapılarını araladık. Bayram'ın kaleminden iş dünyasında başarıya giden yolda atılması gereken adımlar ve kadın liderliğinin önemine dair vurgular bu özel röportajda sizleri bekliyor. İşte, kariyerinde zirveye koşan bu başarılı kadın liderin deneyimleri, sektöre bakış açısı ve etkileyici hikayesi.

ABONE OL
8 Mart 2024 14:54
GÜÇLÜ KADIN: İREM BAYRAM
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OTOBÜSÇÜLÜĞÜN  İÇİNE DOĞDUM
Üniversiteden mezun olur olmaz vakit kaybetmeden işe başladım ve 2013 yılından beri aktif olarak Best Van yönetimindeyim. Otobüsçü bir aileden geldiğim için doğduğumda kendimi sektörün içinde buldum. Zaten aile şirketi olduğumuz için hiç yabancı gelmedi, aksine hayatın normali bu gibi gelmişti. Yaz gibi uzun soluklu ve hareketli tatil zamanlarında dahi tüm acentelerimizi ve tabii dinlenme tesislerini de ziyaret ederek geçiriyoruz. Bu nedenle bu işi hiç yadırgamadan hayatımın her anında sürdürebiliyorum.

RÜŞTÜNÜ İSPAT EDENE KADAR SEKTÖR ZOR
Bir algı var erkek olmak ve kadın olmak arasındaki fark ile alakalı. Bu algıyı kırana kadar yani kendi rüştünüzü ispat edene kadar bu sektör çok zor ama ispatladıktan sonra çok kolay bir hal aldığını düşünüyorum.  2014 yılında DEAŞ terör örgütü saldırıları ve Irak’ta yaşanan saldırılar sırasında bu işten hiçbir şekilde vazgeçmeyişim hatta özellikle o dönemde sahada olmam öncelikle şirket çalışanları ardından sektör tarafından kabul görmem bana ayrıca bir güven verdi. Bu dönemleri hasar almadan atlatmamızın ardından sonraki süreçlerde kadın olarak bana pozitif ayrımcılık olarak geri döndü. Daha öncesinde dört iş yapsam bir karşılanırken kurulan bu güven bağıyla şimdi bir yapsam iki karşılanıyor.

İŞLER SAHADA OLDUKÇA HIZLI  İLERLİYOR
Biz ev halkı olarak sahayı görmeden evde olduğumuz dönemlerde zorlukları kavrayamıyorduk. Şimdilerde işin içerisine girince babamı daha iyi anlıyorum. O dönemlerde “neden bu kadar dışarıdaydık neden evden yönetmiyoruz”diye düşündüğümüz işlerin aslında sahada olunduğunda nasıl daha hızlı ve sorunsuz ilerlediğini gördükçe işin masa başında değil sahada yönetildiğini daha net anladım. O zamanlar evde ebeveynlerimizle vakit geçiremediğim için kızma hali varken şimdilerde bunun işin bir gereği olduğunu anlayabiliyorum. 

Her işin olduğu gibi bu sektörün de zorlukları var elbette ama bu zorlukların aşılamayacak durumda olduğunu düşünmüyorum. Tüm zorluklarına rağmen bir o kadar da keyifli bir sektör. Bir gün içerisinde yeri geldiği zaman on tane krizi birden yönetmek durumunda kalabiliyorsunuz ama bunlara rağmen duygusal ve manevi olarak sizi tatmin edecek kadarda güzel bir iş. Her ilde bir eviniz var ve bu çok anlamlı bir duygu. Büyük bir istihdam sağlıyorsunuz. Bunun yanında çalışanlarınızla da aile olduğunuzda çok büyük kitlelere hitap etmiş oluyorsunuz. 

BEST VAN OLARAK ZORLU YOLLARI SEVİYORUZ
Bana göre iş hayatı kadınlar için de erkekler için de meşakkatli bir yol. Erkekler için başlangıç bir otoban gibi akıp gidiyor ama kadınlar için çakılla dolu köy yolu gibi zorlu bir parkur. Biz Best Van ailesi olarak zorlu yollara karşı dik durmaktan hiç korkmadık aksine zor neyse bunu tercih etmekten güç bulduk. Bu yüzden de kimsenin gitmediği şehirlere, gitmediği yolara ulaşım götürmeyi tercih ediyoruz. Bunun yanında zorlu yolların daha karlı ve kazançlı olduğunu da gördük. Bazen hava şartları bazen yollar sizi zorlayabilir ama sonuçta tüm yol otoban ya da köy yolu olarak devam etmiyor. Belli bir kilometre sonra her yol sizi aynı yere bağlıyor. Aslında  yolun sonunda sizin harcadığınız emek ve gösterdiğiniz dirayet sizi diğerlerinden pozitif olarak ayrıştırıyor.

YALNIZCA HİZMETTE REKABET EDİYORUZ
Ben aklıma koyduğum her şeyin olması için sınırları sonuna kadar zorlarım. Bu konuda prensipliyim ve bunda inatçı bir yapım olması da çokça etkili. Bazen bunun için ekibimi de zorluyorum hatta çoğu zaman ama sonunda “olacaksa çok da güzel olacak” görüşündeyim. Yaptığımız işi doğru ve etik kurallara bağlı kalarak yapmak benim hatta bizim en önemli prensibimiz. Örneğin bizim için rekabet, hizmette verilen rekabettir. Hiçbir zaman fiyat düşürüp sektörü bozalım veya firmalara zarar verelim diye bir düşüncemiz asla olmadı, olamaz. Zaten bu davranışın tuttuğunu da hiç görmedim. Her firmanın farklı ve kendine ait az çok demeden bir yolcu kitlesi var bu yüzden siz ne yaparsanız yapın bir firma kolay kolay bitmiyor. Biz bu yüzden yolcumuzu daha nasıl memnun edebiliriz, kaptanlarımızla daha iyi nasıl hizmet verebiliriz veya araç personelimizin yüzü daha çok nasıl güler diye düşünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu işler tamamen ekip işi. Tüm araçlarda aynı hizmeti aynı kaliteyi aynen yakalamak pek mümkün değil elbette ama ekibi oluşturan kolonların yani temelin sağlam olması lazım. Aksi taktirde bir yerde ekibin herhangi bir parçasında sıkıntı olması bizi direkt yavaşlatır ve tökezlememize sebep olur.

KRİZ YÖNETİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Zaman yönetimini iyi yapan insanlar hem kendi yaşamlarına hem iş yaşamlarına çok daha rahat vakit ayırabiliyorlar bence. Ben de iş ve okul hayatını beraber götürdüğüm için zamanı çok iyi değerlendirebildiğimi düşünüyorum. Çok boş saat bırakmamaya çalışıyorum çünkü “vakit bulamıyorum” cümlesi beni rahatsız ediyor. Bizim sektörümüz kesinlikle sosyal olmayı seven, seyahat etmeyi seven ve iletişimi seven insanlar için bence çok keyifli bir yer ama burada tabii ki kadın veya erkek ayırmadan şu soruyu sormak lazım; “Krizlerle baş etme gücünüz nedir?” Çünkü bu meslekte gün içerisinde birden çok krizle baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Aynı gün bir anda bir otobüsün lastiği patlayabilir, başka bir yerde yol kapanabilir, başka bir araçtaki personel rahatsızlanabilir, farklı bir ilde personel bulundurulması gerekebilir. Krizlerle başa çıkmayı öğretiyor bu sektör insana !

KADINLAR İNİSİYATİF BEKLEMEMELİ !
Kadın istihdamı açısından da bence çok elverişli bir sektör ama burada şunu sorgulamalıyız; “Kadın olduğumuz için orada ayrıcalık bekliyor muyuz?” İşte ben kadınım, herkes beşte çıkıyorsa ben dörtte çıkabilir miyim gibi sorular duyuyoruz. Benim en çok kadınlarımızda kızdığım nokta burası çünkü burada zaten aslında kendi kalemize kendimiz golü atıyoruz. Kadın olduğum için iş yapmamaya fırsat arıyorsam o zaman benim kendime dönüp bakmam lazım. Çünkü fiziksel anlamda kadınlar da erkekler de aynı şartlara sahip. Özellikle günümüzde bu eşitlik teknoloji ile daha da arttı. Bizim sektörümüzde de bu durum geçerli. Ambar, yük taşıma vesairenin olmadığı bir alanda kadın fiziksel şartlarından dolayı zorluk yaşamaz. Ama burada ben kadınım diye bir inisiyatif bekleyenler tabii ki de bir süre sonra sektörün dışında kalacaktır. Çünkü bizim sektörümüzde ne zaman kavramı var ne de vakit kavramı var. Ciddi emek isteyen bir sektör diyebilirim.

Çalışmak ya da çalışmamak tamamen kadının kendi seçimidir. Ne çalıştığı için tebrik etmemiz gerekiyor ne de çalışmadığı için ayıplamamız gerekiyor. Devlet tarafından gelen destekleri de ben kadınlar açısından çok dezavantajlı buluyorum. Mesela doğum izinlerinin çok uzun olması bu düşünceme dair bir örnek. Doğum vb. durumlar sonrasında çocuklar için yapılacak kreş yardımlarının kadınlara yapılması zorunluluğu tarzındaki çalışmalara katılmıyorum. Şirketler bu yüzden kadın istihdamına sıcak bakmamaya başlıyor. Yaptığımız işte kadın olduğumuzdan dolayı gidip inisiyatif beklemez isek o kadar daha fazla kadına iş sahası açmış oluruz. Şirketlere cesaret vermesi gereken aslında bizleriz, işimizi ne kadar iyi yaparsak kadınların istihdamına o kadar fazla destek olacağız.  

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.